Depresyon ile ilişkili sinir sistemi anatomik yapıları
Nurullah YÜCEL, Betül ÇETİNTULUM HUYUT, Ayşenur ÖZMEN, Muzaffer ŞEKER
Amaç
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada 300 milyondan fazla insan depresyon yaşamaktadır. Uzun, yoğun ve şiddetli yaşanan depresyonun ciddi sonuçları olabilmektedir. En ağır tablonun ise intihar olduğu görülmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 800 000 kişi intihar sebebiyle ölmekte ve 15-29 yaş arası ölümlerin ikinci önemli sebebi depresyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Majör Depresif Bozukluk olarak sınıflandırılan ve DSM-V tanı kriterleri belirlenen bu ruhsal bozukluk; iki haftalık dönem boyunca neredeyse her gün günün büyük bir bölümünde çökkün duygudurum ya da etkinliklere karşı ilgide belirgin azalma ile karakterizedir. Kiloda belirgin değişiklikler, uyku problemleri, ajitasyon ya da psikomotor yavaşlama, enerji azlığı, kendisine yönelik değersizlik ya da suçluluk duyguları, konsantrasyonda azalma ve intihar düşüncelerinin varlığı depresyon için ortak özelliklerdir. Depresyondaki hastaların işlevselliğinde belirgin bozulmalar görülmektedir. Çökkün ve mutsuz olan hastaların gün boyunca yataktan çıkmak istememe, sosyal ilişkilerinde azalma, geleceğe dair umutsuzlukları, bilinci yerinde olmasına rağmen sorulan sorulara ‘bilmiyorum’ şeklinde belirsiz cevaplar vermeleri, hafıza problemleri ve bilişsel bozukluklar gözlemlenebilmektedir.
Gereç ve Yöntem
Depresyonun sinir sisteminde hangi organları etkilediği ya da sinir sisteminde hangi yapıların etkilenmesi sonucunda depresyonun ortaya çıktığını son yılların literatür taraması yapılarak araştırıldı.
Bulgular
Duygu düzenlemede Corpus amygdaloideum, Hippocampus, Cortex prefrontale’nin ventromediale ve mediodorsalis bölümleri, Gyrus cingulate anterior’un subgenual, rostral/pregenual ve dorsal bölümleri rol oynamaktadır.
Major Depresif Bozukluğa sahip hastaların Hippocampus hacminde, Gyrus frontalis medialisin rostral bölümünde cortex kalınlığı, Cortex prefrontale’nin orbitofrontal ve dosolateral bölümleri, Gyrus temporalis inferior, Cortical yapıların işlevsel bağlantılarında, Cortex cingulate anterior’un subgenual bölümünün anterior ve posteriorunda, Corpus amygdaloideum, Hippocampus ve Striatum ventrale gibi subkortikal beyin bölgelerinde değişiklikler görülmektedir.
Ayrıca Corpus amygdaloideum ve Nucleus accumbens gibi bölgelerden veri alan Cortex prefrontale alanları ve Hippocampus’ta meydana gelen yapısal değişiklikler nöroplastisite eksikliği ile bağlantılıdır.
Majör depresif bozukluğa sahip hastalarda fonksiyonel bağlantı analizi Cortex cingulate anterior’un subgenual bölümü, Corpus amygdaloideum dexter ve sinister ve Hippocampus arasında işlevsel bağlantıda önemli bir artış olduğunu göstermektedir.6
Lobus insularis, Limbik sistem ve Bazal ganglia metabolizmasında azalma, Thalamus ve Cerebellum metabolizmasında artma söz konusudur.
Yapılan bir meta-analiz çalışmasında depresyondaki hastaların frontal bölge aktivite değişikliklerinin daha çok duruma bağlı olarak ortaya çıktığı, striatumdaki değişikliklerin ise yatkınlığa ait özellikler olduğu gözlemlenmiştir.
Major depresif bozukluğuna sahip hastaların genel olarak duygusal uyaranlara frontal bölgelerde hipoaktif, limbik bölgelerde ise hiperaktif cevaplar verdikleri gözlemlenmiştir.
Sonuç
Çağımızın hastalığı olan depresyonun beynin hangi bölümlerini etkilediği ile ilgili bilgilerin günümüzde netleşmediği ve bilimsel çalışmaların hala devam ettiği görüldü.